-
1 sırt
sırt çantası Rucksack m;sırt dayanağı Rückenlehne f;sırt çantalı Rucksacktourist m, -in f;-e sırt çevirmek jemandem den Rücken kehren;sırtı kaşınıyor fig ihm juckt das Fell;sırtı pek warm angezogen;-in sırtı yere gelmek untergekriegt werden;-i sırtına almak auf die Schulter nehmen, schultern A; sich (D) (einen Mantel) überziehen;-in sırtından geçinmek auf Kosten G leben;-e sırtını dayamak sich verlassen auf A;-in sırtında bir ceket vardı er hatte ein Jackett an
См. также в других словарях:
sırt — is., anat. 1) Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm Arabacı katırın sırtına binmiş. F. R. Atay 2) anat. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı 3) Kesici araçların kesmeyen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırt — 1. is. Bel, kürək. Sırtına bir iki tutarlı dartdı; Qolundan yapışıb, irəli atdı. H. K. S.. Haydı, minib sırtına yel gedişli atların; Yerdə, göydə, dənizdə oynasın qanadların. M. Müş.. Suyu tamam çəkilməmiş xalçanın saçaqlarından süzülən iri… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
uñra yatmak — sırt üstü yatmak III, 378bkz: tuñra tü şmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TESELLUK — Yüksek yere, duvar üstüne çıkma. * Sırt üstü uyuma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köprü — is. 1) Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı. O. S … Çağatay Osmanlı Sözlük